AnasayfaHaberler

Adli Yıl Açılış Töreni 2017

5.09.2017 14:30:17
Adli Yıl Açılış Töreni 2017

           Cumhuriyet Başsavcım,

            Adalet Komisyonu Başkanım,

            Hakim ve Savcılarımız,

            Manisa Barosunun güzide Avukatları, Değerli Meslektaşlarım,

            Yazılı ve Görsel basınımızın değerli emekçileri ;

            2017-2018 Adli yıl açılış törenimize hoş geldiniz.

                        2017-2018 Adli yılının Vatanımıza, Milletimize, yargı camiasına hayırlı olmasını, sorunların en az yaşandığı, yargı bağımsızlığının güvence altına alındığı, yargıda görev yapanların huzur içinde geçirdiği bir yıl olmasını diliyorum.

                        Orta Asya’dan bu güne baktığımız da tarihimizde zor dönemler, zor günler yaşadık. Yaşadığımız her zorluktun daha güçlü doğduk. Türkler “tarihten silindi” denildiğin de tabiri caizse küllerimiz den yeniden doğduk. Daha güçlü devletler oluşturduk. Avrupa’nın hasta adam dediği Osmanlı Devletini, Emperyal güçler kağıt üzerin de paylaştığın da, onlara dur diyecek Türk Milletini, Türk Milletinin bağrından çıkmış Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarını hesaba katmamışlardı. Tarih bu süreçte yanıldıklarını gösterdi.  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları halkına güvenerek yola çıkmış ve bu yolda halkın dan güç almış ve tam bağımsız laik bir hukuk devleti inşa etmişlerdir.

                        2017-2018 Adli Yıl başlangıcında; Bizleri Çağdaş, Laik, Sosyal Hukuk Devleti içinde yaşamayı hedef gösteren, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarını huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.

                       Genç Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu güne zaman zaman büyük tehlikelerle ve tehditlerle karşılaşmıştır. İşte bu büyük tehditlerden en büyüğü 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanmıştır. Fetullahcı Terör örgütünün darbe girişimi milletimizin, Atatürkçü Subaylarımızın, Siyasi Partilerimizin, Sivil Toplum Örgütlerimizin kararlı ve kahraman direnişi ile başarısız kılınmıştır. Tarihinde ilk defa TBMM bombalanmış, halkımızın üzerine ateş açılmış, kendi şehirlerimiz kendi uçaklarımız tarafından saldırıya uğramıştır. Ülkemiz büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştür.       

                       Hain, Emperyalist güçlerle işbirliği içindeki FETÖ 50 yıllık örgütlenme sürecinde Devletin tüm kritik noktalarını ele geçirdiğini, Silahlı Kuvvetlerin, Yargının, Bürokrasinin elin de olduğunu, önünde engel bir güç kalmadığını düşünerek darbeye kalkışmıştır ancak bir şeyi hesaba katmamıştır   ‘Türk Milletini’

                        Darbe kalkışmasından sonraki süreçte FETÖ’nün örgütlenmesinin çökertilmesi, finans kaynaklarının kurutulması, kamu kurumlarından dışlanması için büyük bir çalışma başlatılmıştır. Bu çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmeli ve amacı doğrultusun da yapılmalıdır. OHAL’le elde edilen yetkiler başka amaçlarla kullanılmamalıdır.

                        Değerli Meslektaşlarım;

                         Adli Yıl açılış törenlerinde yıllardır Yargının yaşadığı sorunları anlatır ve çözüm yollarını söyleriz. Bir yıl sonra şunu görürüz ki yargı camiasının  sorunları azalmamış artarak çoğalmıştır.

                         Yeni adli yıl başlıyor.

                        Avukatları, hakimleri, savcıları adalet personelini ilgilendirmiyor bu başlangıç.

                        Adli yılın başlangıcı, hepimizin meselesi olan “HUKUKN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ” konuşmamız, uyarılarımızı yapmamız, çözümleri birlikte oluşturmamız için çok değerli sembolik bir gündür.

                        Hukukun üstün olmadığı, kişilerin, şirketlerin kendilerini hukuki güvenlik içerisinde hissetmedikleri ülkeler de üretime yönelik yatırımlar azalıyor. Dış sermaye ülkeyi terk ediyor. Hatta ülkenin kendi zenginleri de ülkeyi terk ediyor.

                        Bu ne demek? İşsizlik, pahalılık, gelirin düşmesi ve fakirlik demek!

                        Üretmek yerine tüketmek ve giderek sömürgeleşmek demek.

                        15 Temmuz süreci bu ülkeye bir günde gelmedi. Bir süreç yaşandı ve bu süreç içerisin de birçok yanlışlar yapıldı.

                        Liyakat ilkesi terk edildi. Layık olanın layık olduğu yere gelmesi yerine ‘adama kayırmacılık’ ve  “sadakatçilik” geçerli kılındığı için bu sürece gelindi.

                        FETÖ terör örgütü mensupları hep kayrıldı. ”Bizdendir” diye yolları hep açıldı. Hak edenlerin ise yolları hep kapatıldı. Netice; ordumuz, polisimiz, dışişlerimiz, istihbaratımız, eğitimimiz az kalsın tamamen ele geçiriliyordu. Şimdi yapılanın başka tarikatların önünü açmak olduğunu görüyoruz. Liyakat değil ,sadakat olduğunu görüyoruz.

                        Çözüm; her vatandaşımızın kanun önünde eşitliğini güvence altına alacak hukukun üstünlüğü ilkesini hayata geçirmektir. Hukuka olan güveni sağlamaktır.

                        Değerli Protokol, Değerli Meslektaşlarım;

                        20 Temmuz da başlayan adli tatil 31 Ağustosta sona erdi ve yeni Adli yılımız 1 Eylül günü başladı.

                        Yeni Adli yıl da bir çok beklentimiz vardır. Öncelikli beklentimiz adaletin vicdanları rahatlatarak, “adalet yerine buldu”  duygusunu uyandırarak en hızlı şekilde gerçekleşmesidir.

                        Geride bıraktığımız adli yılda yargı içerisindeki FETÖ terör örgütünün yapılanmasının sona erdirme çalışmaları hızlı bir şekilde yürütülmüştür. Bu arada doğan boşluğu ortadan kaldırmak için bir çok Hakim ve Savcı alımı yapılmıştır. Sık sık yer değiştirme ve tayinler gerçekleşmiştir. Yaşanan bu süreç davaların uzamasına ve haklı olarak vatandaşın yakınmalarına neden olmuştur. Yargıda ki personel eksikliği hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır. Personel eksikliğin den kaynaklı sorunlar yaşanmamalıdır. Hakim- Savcı alımların da ve yer değiştirmelerde Liyakata önem verilmelidir. Yargı siyasallaştırılmamalıdır. Yeteri kadar zedelenen hukuk sistemimizin daha çok zedelenmesine izin verilmemelidir.

                        Yasa ile yapılması gereken birçok düzenlemeler OHAL döneminden yararlanılarak KHK ile yapılmaktadır. Yasa değişiklikleri meclis de ve kamuoyunda tartışılmadığı için birçok yanlışlıklar yapılmak da, yasa uygulamaya girmeden yeni değişiklikler yapılmaktadır. Bu durum Yargının çalışmasını zorlaştırdığı gibi yargıya olan güveni de azaltmaktadır.

                        Adalet, bir toplumun can damarıdır. Adalet duygusunun yara aldığı toplumlar da bireylerin hak ve özgürlüklerinden söz edilemez.   

                        Yargı bağımsızlığı,

                         Adil yargılanma hakkı ve

                         Savunma hakkının eksik olduğu süreçte Adaletten, Demokrasiden söz edemeyiz.

                         Yargı siyasi erkin etkisin de olmamalıdır. Bağımsızlığını korumalıdır.

                         Her yurttaşın Adil yargılanma hakkı vardır. İsnat edilen suç ne olursa olsun adil yargılanma hakkı sağlanmalıdır.

                         Savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. Bu anlam da Avukatların konumu güçlendirilmelidir.

                         Hukuksuzluklar karşısın da sessiz kalmak, yapılan ve yapılmak istenen yanlışlara da ortak olmak demektir.

                         Hukukun üstünlüğünden, Laiklik ve Sosyal Hukuk Devleti ilkelerinden asla taviz vermemek gerekir.

                         Bağımsız yargı, adil yargılanma, adalet ve demokrasi istiyorsak hakim bağımsızlığını, hakim güvencesini sağlamak zorundayız. Belli görüşten kişilerin Hakim-savcı yapılması ile adaleti değil bu ülkenin çöküşünü sağlamış oluruz.        

                         15 Temmuzdan bu güne geçen sürede şu net olarak görülmüştür. Demokrasinin, özgür yaşamanın, Cumhuriyetimizin güvencesi Atatürk ilke ve Devrimleridir. Çağdaş Demokrasiye ulaşmak için Atatürk İlkelerine daha sıkı bağlanmalıyız.        

                        Yargı bağımsızlığını, Yargının sorunlarını, Hakim güvencesini, Avukatların sorunlarını, Hukukun üstünlüğünü, Kuvvetler ayrılığını, Vatandaşlarımızın yargıda yaşadıkları sorunları Demokrasi içerisinde tartışabiliriz. Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile çalışması için Barolar olarak üzerimize düşen tüm görevleri eksiksiz yerine getirmek zorundayız.

                        Yeni Adli yıl bu gün başladı. Adli yılın ilk gününde yargı camiası olarak tüm sorunlarımızı çözdüğümüzü söyleyemeyiz. Geçen yıllarda dile getirdiğimiz birçok sorunumuz aynen devam etmektedir. Bu sorunların üzerine birçok yeni sorun eklenmiştir. Olağanüstü bir dönemden geçtiğimizi biliyoruz. Bu süreç içerisinde karşılıklı anlayışla ve katkı sağlayarak sorunları aşmaya çalışacağız.

                          Bu sıkıntılı süreçte yargı camiası olarak Hukukun evrensel kurallarına uygun davranmamız yargıya olan güveni arttıracağı gibi ilerleyen zamanda Uluslararası camiada verilen kararların tartışılmasını engelleyecektir. Bu anlamda yargının üç ayağını temsil eden Hakim, Savcı ve Avukata büyük görev düşmektedir.

                       Tekrar şahsım ve yönetim kurulumuz adına 2017-2018 Adli yılının halkımıza, yargı camiasına hayırlı olmasını ve sıkıntıların, sorunların bir an önce sona ermesi dileklerimi sunarım.                                                                                                                                             Saygılarımla.05.09.2017

                                                                                   MANİSA BARO BAŞKANI

                                                                                          AV.ALİ ARSLAN